ERP nedir?
Üretim olgusu insanla birlikte
başlar. İnsan, hayatını devam ettirebilmek için daima bir şeyler üretebilmenin
uğraşıları içinde olmuştur. Göçebelikten yerleşik döneme geçiş, TARIM DEVRİMİ,
üretim işlevini büyük ölçüde etkilemiştir. Esas dönüm noktası ise BİRİNCİ
SANAYİ DEVRİMİDİR . Buhar makinesinin
keşfi üretimde yepyeni ufukların açılmasına neden olmuştur.
İnsan önce, daha çok üretebilmeyi
amaçlamıştır. Ancak ekonomilerdeki gelişim ve rekabet yalnızca daha çok
üretebilmenin yeterli olmadığını göstermiştir. Amaç günün koşulları içinde
değişmektedir. Verimli üretmek, kaliteli üretmek sonunda müşteriyi tatmin eden
üretime sıra gelmiştir.
Önceleri, üretim işlevinin
gerçekleştirildiği atölyelerde MAKİNA, İNSAN ve MALZEME arasındaki ilişkiler
ele alınmış, üretim işlevinin (process) iyileştirilmesine çalışılmıştır.
A.Smith ’ in iş bölümü (ihtisaslaşma ) ile başlayan gelişim, C.Babbage ve Taylor ile devam etmiş,
Ford’un seri üretimine gelinmiştir. Bu dönemin özelliği, ihtisaslaşma, iş
basitleştirmesi, zaman - hareket etütleri, standartlaşma yöntemleri ile kitle
(seri) üretimi gerçekleştirmek ve verimliliği arttırmaktır. Bu akım arzın
yönlendirdiği bir endüstri (Push by the
Industry) doğurmuş ve Fordism olarak adlandırılmıştır.
Diğer taraftan üretim makinelerini geliştirerek üretim işlevini
iyileştirme ayrı bir çığır açmıştır. Bilgi teknolojileri ve elektronikteki
hızlı gelişmeler, makinelerin yönetimini konu alan NC (Numeric Control)` a
büyük ivme kazandırmış, PLC ve CNC aşamaları idrak edilmiş, bunlar da yetmemiş,
CAD/CAM ve kendi kendini yönetebilen sanayi robotlarına gelinmiş, üretimde
otomasyon dönemi başlamıştır.
Fordism’in getirdiği “Push by the
Industry”, 1980’lere doğru önemini yitirmeye başlamış, talebin yön verdiği
‘Pull by the Customer’ kavramı üretim endüstrisinde öne çıkmış ve bu döneme
de POST – FORDISM adı yakıştırılmıştır.
Müşteri arzu ve talepleri doğrultusunda üretim esas olmaktadır. Diğer bir
deyişle, DOĞRU ÜRÜNÜ, DOĞRU ZAMANDA ve DOĞRU FİYATLA müşteriye ulaştırmak,
üretimin amacını oluşturmaktadır.
Bütün bu gelişmeler göstermiştir
ki, üretim süreci yalnızca atölyelerde MAKİNA – İNSAN – MALZEME arasında geçen,
dar bir alan “proseslerin” den ibaret değildir. Yine görülmüştür ki, bir ürünü
gerçekleştirmede yalnızca üretim süreci değil, diğer süreçlerin de etkisi
vardır, ve bu süreçlerin entegre ve koordineli bir şekilde yönetimi gerekmektedir.
Üretim sürecini etkileyen
süreçlere örnek olarak Üretim Planlama, Malzeme Yönetimi, Kapasite Planlama,
Maliyet, Ürün Tasarımı gösterilebilir. Önemli olan bütün bu süreçlerin, üretim
süreci ile birlikte entegre ve uyumlu bir biçimde yönetilebilmeleridir. Doğru
ürüne ancak bu şekilde ulaşılabilecektir. Bu noktada Üretim Yönetimi kavramı
ile karşılaşmaktayız. Yukarıda sözü edilen bütün süreçlerin (üretim süreci
dahil) birlikte yönetimi “ÜRETİM YÖNETİMİ” olarak tanımlanmaktadır. Üretim
Yönetimi kavramı, bu işlevi en iyi başarabilme arayışlarını da haklı olarak
beraberinde getirmiş ve “Üretim Yönetim
Sistemleri” adı altında çeşitli
yaklaşımların doğmasına neden olmuştur.
Üretim Yönetim Sistemlerinin
gelişmesine en büyük etken Bilgi Teknolojileridir. Bilgi teknolojilerindeki
gelişmeler doğrultusunda Üretim Yönetim Sistemleri de gelişmiştir. Üretim
Yönetim Sistemleri, Bilgi teknolojilerinde entegre (bütünleşik)
MIS sistemleri olarak
tasarlanmışlardır.
Önceleri, kuruluşlar kendi Üretim
Yönetim gereksinimlerini karşılayabilecek MIS sistemlerini geliştirmişlerdir.
Bunları ya kendi elemanlarına veya dış firmalara yaptırmışlardır.
Yazılım endüstrisindeki gelişim,
çeşitli konularda hazır yazılım paketleri üretimini gündeme getirince, Üretim
Yönetim Sistemleri de hazır paket yazılımlar olarak üretilmeye başlanmıştır.
PCS ‘ ten ERP ‘ ye dönüşümün temelini kapsam
genişlemesi oluşturur. PCS ‘ te üretim süreci ile en yakından ilgili (Malzeme,
Ürün Ağacı, Üretim Planlama gibi) süreçler entegre pakete dahil edilmiştir.
MRPII de kapsam daha genişletilmiş diğer
ikinci derecede (Kalite, Bakım gibi) ilgili süreçler, ERP ‘ de ise hemen hemen
bütün süreçler (finans, insan kaynakları gibi) içerilmiştir.
Dikkat edilirse, görülecektir ki
“Üretim Yönetim Sistemi” paketlerinin gelişimi giderek kuruluşu, dikey ve yatay
olmak üzere iki boyutta kapsayacak bir biçime gelmektedir. Bütün süreçler
giderek sistemin içine alınmaktadır. Bu ise, giderek ağırlaşan ve süreçleri
artan uygulamaların devreye alınması demektir.